Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Tutuklama Tedbirine İlişkin Bakışı ve Türk Ceza Hukukunda Katalog Suç Tartışmaları

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), daha önceki tüm kararlarında ilk tutuklama için suçun işlendiğine dair “makul şüphe”, ilk tutuklamadan sonraki tutukluluğun devamına ilişkin kararlarda da makul şüphenin yanı sıra, tutukluluğun devamı için “ilgili ve yeterli gerekçe” bulunması gerektiğini yerleşik içtihat haline getirmişti. Ancak, AİHM bu içtihadını tamamen değiştirerek ilk tutuklama kararında da hem suçun işlendiğine dair “makul şüphe” hem de “ilgili ve yeterli gerekçe” olması gerektiğine hükmetmiştir (Moldova vs. Buzadji Kararı – Tarih: 05.07.2016).

AİHM’in ilk tutuklama kararında da iç hukuktaki tutuklama nedenleri ile birlikte “ilgili ve yeterli gerekçe” şartını araması, yerel mahkemelerin karar gerekçelerinde tutukluluk açıklaması yapmasını zorunlu kılmaktadır. Artık, suç vasfı veya suçun katalog suçlar arasında yer alması tutuklama kararı verebilmek için yeterli olmayacaktır.

Moldova vs. Buzadji AİHM kararı, hakimlerin tutuklama kararı verirken kullandığı takdir hakkını daraltarak ceza muhakemesi hukukunda yeni bir tutuklama rejimi dönemi başlatmıştır. Yerel mahkemeler, kararlarında makul şüphenin yanı sıra somut olayda tutuklama tedbirinin neden gerekli olduğuna; yani, kaçma şüphesi veya delil karartma riskini ispatlayan somut olgulara ve bu risklerin neden adli kontrol tedbiri yoluyla giderilemeyeceğine dair açık gerekçelere yer vermek zorundadır. Aksi takdirde, ilk tutuklama kararı veya tutukluluğun devamına ilişkin karar “ilgili ve yeterli gerekçe” içermediğinden hukuka aykırı hale gelecektir.

Bir ülkenin iç hukukunda tutuklama sebepleri ne olursa olsun, bu tutuklama sebeplerinin hukuki olup olmadığı AİHM tarafından “Makul Şüphe + İlgili ve Yeterli Gerekçe” kriterleri esas alınarak denetlenecektir (Moldova vs. Buzadji Kararı).

Ülkemizde son zamanlarda verilmiş olan tutuklama tedbirine ilişkin kararlarda, Ceza Muhakemesi Kanununun düzenlemiş olduğu “katalog suç” kavramı son derece tartışmalı kararlar ortaya çıkartmıştır. Nitekim katalog suç kavramı tek başına tutuklama tedbirinin uygulanması için yeterli görülmemekte olup, ardıl ceza muhakemesi ilkeleriyle desteklenmesi zaruridir. Böylece tutuklama tedbirine ilişkin kararlar hukuka aykırılık teşkil etmeyecektir vedahi hak ihlallerinin önüne geçebilecektir. 

Tüm bunların dışında tutuklama tedbiri nihai bir ceza barındırmamaktadır. Bu koruma tedbiri, ismiyle de özdeşleştiği gibi bir tedbir olup yargılamanın sağlıklı ilerlemesi için ortaya çıkmıştır. Soruşturma veya kovuşturma aşamasında delillerin korunması, beyanda bulunacak gerek tanık gerekse mağdur üzerinde şüphelinin/sanığın etkisinin hissedilmemesi, şüphelinin veya sanığın  kaçma teşebbüsünde bulunmaması için tutuklama tedbirine başvurulmaktadır. Ayrıca suç vasfının ve cezasının kanuni sınırları ve müeyyideleri de dikkate alınarak tutuklama tedbiri uygulanıp uygulanmaması değerlendirilmelidir. Türk hukukunda düzenlenen bir suç sırf katalog suç diye “diğer” tedbirlerin uygulanabilirliği değerlendirilmeden tutuklama tedbirinin uygulanması hukuka aykırı olacaktır. Bu aykırılık şüpheli veya sanık için doğrudan “suç işlemiş” görüntüsü vermektedir.

Şüphelinin veya sanığın katalog suç diye tabir edilen suçlarla isnat edilmesinin dışında herhangi bir tutuklama tedbirine ilişkin kriterin oluşmamasına rağmen, tutuklama tedbirine başvurulması AİHM’in tartışmasız kararlarıyla hukuka aykırılık teşkil edecektir. Ülkemiz yıllarca bu kararlar yüzünden tazminatlar ödemekte, uluslararası ortamlarda “hukuki kararlar” verememekle suçlanmaktadır.

Tüm bu değerlendirmeler ışığında; ilgili ve yeterli gerekçe +tedbir uygulanması için  gerekli kriterler (kaçma şüphesi bulunan şüphelinin neden kaçacağından şüphe edilmesi kararda açılanmalı) + kanunilik…

Bu değerlendirmeler bir bütün halinde somut olaya uygulanarak tutuklama tedbirine hükmedilebilir. Bunun dışında gerekçesiz, tedbire niçin başvurulduğuna ilişkin açıklamaların yer almadığı kararlar hukuka aykırı olacak, hak ihlallerine sebebiyet verecektir.

                                                                                     Av. Yunus Emre Ataç